NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’T-TEFSİR

<< 2690 >>

قوله تعالى { ولا تحسبن الذين يفرحون بما أتوا }

75- "Ettiklerine Sevinen ve Yapmadıklarıyla Övülmekten Hoşlananların, Sakın Onların Azabdan Kurtulacaklarını Sanma ... " (AI-i imran 188)

 

أنا الحسن بن محمد نا حجاج قال بن جريج أنا وأنا يوسف بن سعيد نا حجاج عن بن جريج قال أخبرني بن أبي مليكة أن حميد بن عبد الرحمن بن عوف أخبره أن مروان قال اذهب يا رافع لبوابه إلى بن عباس فقل لئن كان كل امرئ منا فرح بما أتى وأحب أن يحمد بما يفعل معذبا لنعذبن أجمعون فقال بن عباس ما لكم ولهذه الآية أنما نزلت هذه في أهل الكتاب ثم تلا بن عباس وإذ أخذ الله ميثاق الذين أوتوا الكتاب لتبيننه للناس وتلا بن عباس { ولا تحسبن الذين يفرحون بما أتوا ويحبون أن يحمدوا بما لم يفعلوا } قال بن عباس سألهم النبي صلى الله عليه وسلم عن شيء فكتموه وأخبروه بغيره فخرجوا وفرحوا أنهم أخبروه بما سألهم عنه واستحمدوا بذلك إليه وفرحوا بما أتوا من كتمانهم إياه ما سألهم عنه

 

[-: 11020 :-] Humeyd b. Abdirrahman b. Avf anlatıyor: Mervan, kapıcısına şöyle dedi: "Ey Rafi! ibn Abbas'a git ve: ''Eğer bizden her kimse yaptığına sevinir ve yapmadığı işlerle de övülmesini isterse mutlaka azab görecekse hepimiz azaba maruz kalacağız, de.'' Bunun üzerine ibn Abbas: "Bu ayetten size ne! Çünkü bu ayet, Ehl-i kitab hakkında inmiştir" deyip şu ayeti okudu: "Allah, Kitap verilenlerden, onu insanlara açıklayacaksınız ve gizlemeyeceksiniz, diye ahid almıştı ... " (AI-i imran 187) ibn Abbas sonra şu ayeti de okudu: "Ettiklerine sevinen ve yapmadıklarıyla övülmekten hoşlananların, sakın onların azabdan kurtulacaklarını sanma ... " (AI-i imran 188) ibn Abbas şöyle devam etti: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem), o Kitap Ehline bir şeyler sormuştu da onlar o gerçeği gizleyerek başka bir şeyler söyleyip çıkıp gittiler. Onlar istenilen şeyi değil de, başka bir şeyi haber verdiler de böylelikle de övülmek istediler. Kendilerinden isteneni söylemeyip gizlediklerine de sevinip gittiler.

 

Tuhfe: 5414

 

Diğer tahric: Buhari (4568); Müslim (2778); Tirmizi (3014); Ahmed, Müsned (2712).

 

 

قوله تعالى إن في خلق السوات والأرض

76- "Göklerin ve Yerin Yaratılışında ... " (AI-i imran 190)

 

أنا قتيبة بن سعيد عن مالك عن مخرمة بن سليمان عن كريب مولى بن عباس أن بن عباس أخبره أنه بات ليلة عند ميمونة زوج النبي صلى الله عليه وسلم وهي خالته فاضطجعت في عرض الوسادة واضطجع رسول الله صلى الله عليه وسلم وأهله في طولها فنام رسول الله صلى الله عليه وسلم حتى إذا انتصف الليل أو قبله بقليل أو بعده بقليل أستيقظ رسول الله صلى الله عليه وسلم يمسح النوم عن وجهه ثم قرأ العشر الآيات الخواتم من سورة آل عمران ثم قام إلى شن معلقة فتوضأ منها وضوءه ثم قام يصلي قال بن عباس فقمت فصنعت مثل ما صنع وذهبت فقمت إلى جنبه فوضع رسول الله صلى الله عليه وسلم يده اليمنى على رأسي وأخذ بأذني يفتلها فصلى ركعتين ثم ركعتين ثم ركعتين ثم ركعتين ثم ركعتين ثم ركعتين ثم أوتر فاضطجع حتى جاءه المؤذن ثم قام فصلى ركعتين ثم خرج فصلى الصبح

 

[-: 11021 :-] ibn Abbas der ki: Bir gece, teyzem olan Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hanımı Meymune'nin yanında geceledim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve eşi başlarını yastığa uzunlamasına koyup uzandılar ve ben de yastığın kenarına başımı koyup uzandım. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyudu ve gece yarısı veya biraz daha -önce ya da sonra uyanıp gözlerini ovuşturdu. Sonra AI-i imran suresinin son on ayetini okudu, sonra kalkıp asılı olan kırbayı alarak abdest alıp namaz kılmaya başladı. Ben de kalkıp onun yaptığı gibi yaptım ve kalkıp yanında durdum. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sağ elini başıma koyup kulağımı tutarak ovmaya başladı. Allah'ın Resulü (sollollohu olc~hi ,'eçellem) iki rekat namaz kıldı, sonra iki rekat daha, sonra iki rekat daha, sonra iki rekat daha, sonra iki rekat daha, sonra iki rekat daha kılıp sonra bir re kat daha kılarak müezzin gelene kadar uzandı. Müezzin gelince kalkıp iki rekat namaz kıldı, sonra çıkıp (Mescid'de) sabah namazını klldırdı.

 

Tuhfe: 6362

1339'da geçmişti.